Bu sabah inceden sabah ayazı ile uyanı verdim..Üşümüşlüğüm ayazdan mı (senden mi) o muamma..Camımı açtım bir nebze (sen) nefes alayım diye..Koskaoca, dünyada hiç nefes kalmamış can..
Yalnızlığım içime oturdu hiç kalkmamacasına….Sonra yavaşça sen hayali geldi gözlerimin önüne…Takatim yok (sensizlikten) hiç gitmek istemiyorum bir yerlere….Sana baksam..Ve ölylece kalsam..Zaman akıp gitse ayaklarımın altından..Saçlarıma aklar düşse bir bir..Yüzüme bir kaç kırışık..Ellerim titrese, titreyen ellerimde yalnız sen olsan..Ve ben sadece yine sana bakakalsam..
Ömür dediğin bir film şeridi gibi geçerde..Başrollerde yalnız sen ve ben olsak…Baktığımız her karede birbirimizi görsek..En güzel aşk hikayeleri bizim için yazılsa..Ve sadece sen olsan..Ve ben sana bakakalsam..
Bak yine !!! sen yoksun…Hayat başını almış gidiyor..Bende ayrı figüran hayat filminde..Ayrı bir köşede yalnızlığı oynuyorum..Bunca insana inat..En çok sahilde oturan sevgililere takıldı gözüm…Onlar herkesi unutmuş..Sevgilisinin gözlerinde mehtaba dalarken, sevdiğinin saçının her telinde ayrı bir koku bulur gibi , okşayışı….
Kalbim daha da ayrı bir burkuldu..(Sen) Saçlarımı hiç böyle sevmişmiydin…”SEN” gelince aklıma, daha bir yıkılır oldum be cannn..
Sen ‘Bitti’ Dedin,Ben ‘Bitmez’! Bitmedi de…!İnanamadım Söylediklerine…
Hani Yapamazdın Bensiz, Ayrılığın Rüzgarı Esse Üşür, titrerdin! Şimdi İse ‘Aşkı Benle Yaşamak Varken Bensizliği Tercih Ettin’…Sustum, Biliyordum; Ne Olursa Olsun Gitmeyi Kafana Koyduğun İçin Sustum…!
Kafana Koymuştun Gitmeyi, ‘Kal’ Diyemedim!
Madem Öyle, Herşey Gönlünce Olsun Dedim Ve Susturdum Sevdamı, Geceye Sakladım…
Vakit geç olmuş..Gönül heybem hüzünle dolmuş..Kalbim bin pişman..Dönülmez yollara mı girdin, katran karası geceler de gidip…Gözlerin gece karasını çok mu sevdide…görmez oldun beni…?????
Yüreğimi yakmışım sevdam uğruna..Gözyaşlarımı esirgememişim, gecenin koyu karanlığında sen sen diye iniltilerimde..Zaman dursun, herkes sussun..
Karanlık gecem, mehtabım. Meltemim, lodosum …ne varsa sussusun…
Ne kalp kırıklarım var şu küçücük yüreğimde…Bir yanım kış..Bir yanım nevbahar…Sevdam bir nefes kadar yakınken..Gözlerimden damlayan ateş damlaları, neden yüreğimi yakar..
Heryaktığında bir anıda seni götürür..Bir hayalde beni…Bak yakmıyor artık..ateş damlaları..her damla da her hayal de sana geliyorum…
Eğer birine verecek yüreğin yoksa…Ona umut verecek gözle bakma…Oda sen diye yalancı sevgine bağlanmasın..Sen hiç düşünmeden onu terk ederken….o umutsuzca uçurum kenarında gezer, en derin yerinde seni arar..
Uçurumun kenarında düşmek üzere olsam ve sen orada bir dal olsan düşüpte ölmekten değil…seni kırmaktan korkarım..
O gitmeyi kafasına koymuştu…gidecekti hemde çok uzaklara gidecekti…Onun ki gitmek değil, belkide kaçmaktı.Her karşılaştığında gözlerine bakıp erimektense gitmek en güzeli dedi!!!Gittiii…………
Hiç tanımadığı , kendisine belki de yarinin ayrılık sözleri gibi uzak bir şehire , ayrıldıktan sonra sevdiği kadar yabancı bir şehire gitmek..Önceleri kendini kandırmıştı, ”en güzelini yaptım.”….Zaman geçtikçe sevdiğine olan özlem onu bu yabancı şehirde daha da yalnızlığa sürükledi.Neyi nasıl yaptığını da unutturdu…Sadece yaşaması gerektiği için yaşıyormuş..Gözleri eskisi gibi gülmüyor .hatta tebessümü bile zoraki..
Yalnız kaldığı zamanlarda hep yalnız dı zaten. Öyle güzel hülyalara dalardı ki..Kendisi de anlamazdı..Gerçek mii!!! rüya mı..Sevdiğinin elinden tutmuş, o her zaman yürüdükleri yoldalar mı yoksa sahildeki o bankta denizin o çarpan soğunda, sevdiğinin usul usul sokularak, üşümüş ellerini tutup, sıcaklığıyla onu sarması mı !!!!! artık ayıramaz bilemez olmuştu.Hangisi rüya , hangisi gerçek..
Pazar günleri onunla yaptığı kahvaltılarda mı rüyaydı..Yok olamaz daha dün akşam beraberlerdi. Bitanesi için en sevdiği yemekleri yapmış..Tıpkı denizi andıran deli mavi gözlerine bakarak sohbet etmişti..Hatta bitanesi dizine yatmış, oda onun saçının her telini koklayıp, okşamıştı..Günler günleri kovalıyor..Daha da içine kapanır olmuştu..Heran birtanesi yanında her yerde onla konuşur , gezer, bakar olmuştu..En sonunda iş arkadaşları buna daha fazla dayanamayıp, kiminle konuştuğunu sormuşlar..Eliyle boş bir sandalyeyi gösterip..”birtanemle ” demişti..Arkadaşları daha da üzülmüşlerdi..Ona karşında kimse yok diyemediler..Taki bir gün olamayan sevgilisine araba çarpana kadar..O andaki heyacanıyla olduğu yere yığılıp kalmıştı..Birtanesi ölmüştü..Hastanede gözlerini açtığında ilk sözü ” öldü değil mi ” olmuştu.. Doktor kim diye sordu..” sevgilim yanımdaydı, araba çarptı, onu getirmediler mi yoksa..””
Doktor ona yolun ortasında birden bire bağırmaya başladığını !! ”sevgilime araba çarptı ölüyor, yardım edin ” diye bağırırken bayıldığını ama yanında kimsenin olamdığını, hatta o yoldayken o yolda hiç araç olmadığını söylediğinde , başında aşağı vücudu yanmaya başlamıştı..Yeniden bayılmıştı..Tekrar uyanması günler sonra oldu.Ama bu sefer gerçekleri görerek..SEvdiği yoktu …Yabancı bir şehirdeydi..Ve yalnızdı..Birtanesinden ayrılmak ona bu kadar ağır mı gelmişti..Bir hoşçakal bile diyemeden gitmişti .. o şehirden…Ve şimdi asıl ayrılığı yaşamıştı.Yaşamıştı, çook sevmişti..O kendisini terk etmedi… sadece ölmüştü….
Yalnızlar limanın da dilim lâl….Martılarla göz ucu temasıyla konuşur oldum…Onların hayatta kalma mücadelesi…Açlığa simit ararken…Ben sensizliği açlığında…Ölümü protesto etmişim..
Ruhumun derinliklerinde, açılan yaralara kızar gibiyim..neden açıldılar bilmem ki.. …Hep yalnızlığın hep çaresizliğin acısınıyaşamak..birde hayatta ki keşkelerim yok mu!!!!!! deli ediyor beni….Yıllar öncesine gidip,seni bulmak istiyorum.. Kaybolmuş, bitmek bilmeyen sancılarım..Seni düşünüyorum ya..kaçı verdiler.Senli dakikalar bile ayrı mutlu edermiş beni…. Sonrası yine bitmeyen acı…Neden beni bulur bitmek bilmeyen acılar…Sen gittin diye mi??????? Küçücük yüreğimle kocaman sevdim ben seni…Harf harf..hece hece anlam katıp büyüttüm yüreğimde seni…. Belki sen hiç sevmedin beni….Ben büyüttüm belki de sevgiyi tek başıma….Küçücükken kırılmasın diye itinayla baktım, dinledim..Biraz daha büyüttüm..Yanlışlarını kabul ettim..her kabulum..ardından gelen ihanetle yıkıldı.. SEnde olmayan sevgiyi ben büttüm…sen de hiç yoktu ki…şimdilerde kalp atışlarıma bakıyorum..Onlar daha bir gerçekler..Artık senli olmayan sevdalara bakmıyorum…Sadece mazi eski bir defter.
Mutluluk, bir yaz denizinin karşısında, bir ağaç gölgesindedir. Tedirgin edilmeden üstünde uyunan bir toprak parçasındadır. Bir bahar sabahında çıplak ayakla koşulan ıslak çimenlerdedir. Sıcak bir günün bitimine doğru, birdenbire esiveren serin bir yeldedir. Güvenli bir düşüncenin aydınlığında, uygun bir sesin titreşimindedir. İstekle ısırılan bir peynir diliminde, yanarak içilen bir yudum suda, ö…zlemle aranan bir fincan kahvededir. Bakkaldan alınan bir paketi taşırken dergilerden yapılmış kesekağıdında göz ucuyla okunuveren güzel bir sözdedir. Günün ilk aydınlığında, gecenin son karanlığındadır. Özlenen sevgilinin dudaklarındadır. Bir annenin okşayışında, bir babanın bakışında, bir çocuğun gülüşündedir.Ve tabi kalbinin sahibindedir.